35,4976$% 0.18
36,3057€% -0.09
43,2542£% -0.04
3.036,29%-0,92
4.954,00%-0,24
3290574฿%-1.94566
ABD’de çevreci grupların etkisiyle 2024 yılının başında durdurulan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatı onay sürecinin, ocakta göreve gelecek olan Donald Trump yönetimiyle birlikte yeniden canlanması bekleniyor. Columbia Üniversitesi’nden uzman Anne-Sophie Corbeau, Türkiye’nin de bu bağlamda ABD ile LNG alanında ticari ilişkilerini güçlendirdiğini ifade etti.
2015 yılında küresel LNG pazarında hiç yer almayan ABD, 2023 itibarıyla bu alanda yüzde 21’lik pay ile lider konuma yükseldi. Geçen yıl, ABD’nin ihracatı 84,3 milyon ton olurken, Avustralya 78,9 milyon ton, Katar ise 78,5 milyon ton ile onu izledi.
Joe Biden yönetimi, ocak ayı itibarıyla çevreci grupların baskıları doğrultusunda LNG ihracatı onay sürecini geçici olarak durdurma kararı almıştı. Enerji Bakanlığı, geçtiğimiz hafta yayınladığı raporda, hızla gelişen LNG sektörünün yoğunlaşması halinde iç piyasada yakıt fiyatlarını artırabileceği ve sera gazı emisyonlarını yükseltebileceği konusunda uyarılarda bulundu.
S&P Global Başkan Yardımcısı Daniel Yergin’in katkısıyla hazırlanan “ABD’nin Yeni ve Büyük Sektörü Bir Kavşakta: ABD LNG Etki Çalışması – Aşama 1” başlıklı raporda, ABD LNG sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde ihracat kapasitesini iki katına çıkaracağı kaydedildi.
Raporda belirtilene göre, bu büyüme yıllık ortalama olarak 500 bin kişiye istihdam sağlayacak ve 2040 yılına kadar ABD ekonomisine 1,3 trilyon dolarlık bir katkı sunulacak.
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezinde görevli Anne-Sophie Corbeau, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD Enerji Bakanlığı’nın raporunda yer alan bulguların kendisini şaşırtmadığını belirtirken, “Bu bulgular, halihazırda yapım aşamasında olan ABD LNG tesislerini etkilemeyecek” dedi.
Corbeau, ABD LNG’sinin küresel enerji pazarındaki önemini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Seçilmiş Başkan Trump, ABD’yi yeniden enerji alanında hakimi yapacağını açıkladı. ABD, LNG konusunda zaten lider durumda ve lider konumunu sürdürecek gibi görünüyor. Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke, ABD LNG’sini ithal ediyor. ABD LNG’sine duyulan ilgi, esnekliğinden kaynaklanıyor. Bu sebeple, uzun vadeli ABD LNG sözleşmeleri bulunan şirketler, bu gazı hem kendi iç pazarlarında kullanabilir hem de ihtiyaç olmadığında alternatif pazarlara gönderebilirler.”
Corbeau, Türkiye’nin bu doğrultuda ABD ile LNG alanında ticari ilişkiler geliştirdiğini belirtti. Örneğin, Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) ve TotalEnergies arasında Eylül 2024’te imzalanan, 10 yıl boyunca toplam 16 milyar metreküp LNG tedarikini öngören anlaşmanın buna bir örnek olduğunu ifade etti.
Günümüzde yapım aşamasında olan 5 LNG ihracat projesinin toplam ihracat kapasitesinin günde 270 milyon metreküp olarak belirlendiğine dikkat çeken Corbeau, şu şekilde devam etti:
“Mevcut durumda inşaat aşamasında olan 5 ABD LNG ihracat tesisi bulunuyor. Bu tesisler, ABD’nin LNG ihracatını iki katına çıkaracak. İlk iki tesis olan Plaquemines ve Corpus Christi’nin devreye girmesi beklenirken, Golden Pass’ın muhtemelen 2026 yılında faaliyete geçeceği öngörülüyor. Son iki tesis olan Rio Grande ve Port Arthur’un ise önümüzdeki 10 yıl içinde devreye girmesi planlanıyor. Dolayısıyla, ABD LNG ihracatının önümüzdeki 4 yıl içinde önemli ölçüde artması söz konusu.”
Trump yönetiminin, sera gazı emisyonlarına karşı kayıtsız kalmayı sürdürse de gaz fiyatlarındaki artışla ilgili uzun vadeli sonuçlarla ilgilenmek zorunda kalabileceğini dile getiren Corbeau, “Çalışma, daha fazla LNG ihracatı talebinin bulunduğu potansiyel senaryoları ortaya koyarken, çevresel etkilere ve fiyat artışlarına dair karşıt argümanlara da işaret ediyor” şeklinde değerlendirdi.
Müteahhit Sınıflandırmasında Yeni Yönetmelik Yayınlandı!
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.