34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3405892฿%0.69355
19 Kasım 2024 Salı
Birçoğunun eşi ölmüştür.
Tek başına yemeğini yapacak, çayını demleyecek durumda değildir.
Gelininin yada damadının yanına sığınmıştır.
Bedeni ve ruhu artık gerilemeye başlamıştır.
Uzuvları görevini yapamaz hale gelmiştir.
Dermansız, çaresiz, mahsundur.
Yürekleri yumuşamış, gözyaşı gözünün kenarında hazır bekler, gurbetten geleni görse o yaşı akıtır hemen!
Yemeğini üzerine döker, takma dişi ağzından çıkar, dişi gıcırdar, burnu akar, idrarını kaçırır…
Gayri ihtiyari herşey olur!
Damadın, gelinin, oğlunun, kızının, torunların küçük bir sözü gücüne gider.
Üzülür, gözleri dolar, yutkunur!
İçine atar acısını, çaresizliğini!
Sessizce, ezilerek sofradan çekilir, usulca.
Baba niye kalktın, doymadın ki der, kızı, oğlu!
Doydum yavrum doydum, siz devam edin der. Der demesini de yüreği hüzünle dolmuştur dedenin!
Allah’ım beni niye görmüyon, benimde canımı al! der.
“Canının alınmasını Allah’tan istemek, yalvarmak” duaların en son noktası değilmidir?
Ve o dede yine usulca kendini kapıdan dışarı atmanın hesabını yapar, inceden inceye, iç çeke çeke!
Ne desin!
Yavrum ezan vakti geliyor, ben yavaş yavaş dışarı çıkayım der, ve çıkar.
O dışarı çıkış yanan yüreğine soğuk su gibi gelir.
Ya Alipaşa Cami avlusuna ya da yeraltı çarşısı üzerine yada Taşhan üstü parka gider, oturur.
Tanımasada selam verip oturur diğer yaşlının yanına.
Gündüzleri camidir, onların sığınacağı ısınacağı yer. Yüreğine ferahlık bulacağı yer.
Emeklilik maaşı olan bir nebze iyidir ötekilerden.
Gelininin, damadının ihtiyacı da varsa, maaş hatırına ilgilenirler yine.
Ya yoksa?
Yeryüzünün en sevimsizi, en istenmeyeni siz olursunuz.
Gençler!
Varacağımız yer İhtiyarlık Durağı.
Aman ha, parkta oturan yaşlıya, otobüsteki yaşlıya siz siz olun yer verin!
Eleştirmeyin!
O yaşlara gelecek bizlerde sınanacağız!
Hep beraber imtihan halindeyiz, son nefese kadar!
Tanıdığınız yaşlı varsa bir selam verin, sohbet edin, durumuna göre bir çay, bir çorba ikram edin.
Alipaşa, Eski valilik önünde zekat, fitre, sadaka parası toplayıp, uzak kıtalara, ülkelere kadar gönderiyor; vakıflar, dernekler…
Para topladığı yerin yanıbaşında, soğukta oturan yaşlıya “bir derdin, ihtiyacın varmı?” diye soran yok!
Kendi, yakın çevremizi, akrabımızı, komşumuzu nede çabuk unuttuk demi?
Kıtaları gören gözümüz, kalbimiz yakına kör oldu!
Neden?
Kalpteki haset varya haset!
Kalbide, gözüde, zihnide kör eden haset, fesatlık!
Dün Alipaşa Camii civarında vakıflarının da yeleklerini giymiş 5-6 bayan toplu halde , içinde 2 pidenin olduğu poşeti evlere bırakmak için kapı arıyorlardı.
Dikkatimi çekti.
Yapılan doğru, eleştirmiyorum.
Sade 2 pide, 25 lira.
Aynı vakfın bütçesini düşünemiyorum!
Son sözüm yöneticilere!
Hava soğukta olsa, maaşı yetmeyen, iki çayın hesabını yapmak zorunda olan, lokantada bir tas çorba içemeyen, soğukta olsa parklarda oturan, yüreği yanan yaşlıların ahını, yürek yangınını sizde görün lütfen!
Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyorum.