Öztop: Faiz İndirimleri ve Yatırımlar Hedefte!

Genel Müdür Öztop, AA muhabirlerinin sorularını yanıtlayarak gündeme dair düşüncelerini paylaştı.

ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin Fed’in faiz kararlarına etkilerini ve global piyasalardaki olası değişiklikleri değerlendiren Öztop, “Amerika’daki faiz süreci aynen devam edecektir. Büyük bir değişiklik beklemiyorum. Trump’ın ticaret konusundaki tavrı zaten geçmişten beri biliniyor. Korumalı ticaret anlayışının ekonomiye etkilerini gözlemleyeceğiz.” dedi.

Dünya genelindeki Merkez Bankaları, özellikle Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz kararlarının bir iniş trendine yöneldiğini belirten Öztop, bu trendin beklenen bir durum olduğunu ve halen devam ettiğini ifade etti.

– “BÜYÜMENİN ENFLASYON HEDEFİYLE UYUMLU OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Öztop, Türkiye’de faiz düşüşünün dünya ekonomilerinde olduğu gibi önemli bir konu olduğuna değinirken, iç piyasada uzun zamandır düşüş beklentisi bulunduğunu, ancak bu düşüşün gelecekte nasıl seyredeceğinin belirsiz olduğunu kaydetti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yaklaşık iki yıl aradan sonra politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 47,50’ye çekmesini değerlendiren Öztop, şu ifadeleri kullandı:

“Faiz indirimlerinin sonuçlarını görmek önemli. Bu durum bankacılık sektörüne beklenenden ziyade olumsuz yansıyor, ancak ben daha iyi bir faiz marjının oluşacağı, büyümenin enflasyon hedefleriyle uyumlu olacağını düşünüyorum. Mevcut bankacılık sektöründe aktiflerde yüzde 30 civarında bir büyüme görülebilir. Kredilerde de benzer bir büyüme bekleniyor. Bu yıl Eurobond piyasasında rekor sayılabilecek ihracat gerçekleştirdik. Bu durum, orta ve uzun vadede yabancı para cinsinden önemli fonlama olanakları sağlamış oldu. Makro ekonomik politikaların sağladığı çıktılar da olumlu bir seyir gösterecektir.”

İstihdamın kendileri için önemli hedeflerden biri olduğunun altını çizen Öztop, “Biz banka olarak yeni yatırımları finanse etmeye odaklanıyoruz, çünkü satın alma finansmanı yapmıyoruz. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik yeni yatırımları desteklemek amacıyla çalışmalara devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Öztop, bu yıl kendileri için olumlu geçtiğini ve çoğu hedefe ulaştıklarını belirtirken, şunları ekledi:

“Üç ana iş kolumuz var: Kalkınma Bankacılığı, Yatırım Bankacılığı ve Türkiye Kalkınma Fonu. Kredilendirme sürecinde yeterince yurt dışından kaynak getirdiğimizi düşünüyorum. Bu süreçler uzun zaman alıyor, ama uzun süreli ilişkilerimiz var. Kaynaklarımızı çeşitlendirmek için Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Fransız Kalkınma Bankası, Alman ve Çin Kalkınma Bankası gibi çeşitli kuruluşlarla iş birliği yapmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim.”

– “BÜYÜK ÖLÇEKLİ HALKA ARZLARLA YABANCI YATIRIMCIYI ÇEKEBİLİRİZ”

Borsa İstanbul’da bu yıl halka arzlarda eski yıllara göre bir düşüş gözlemlendiğini, bu durumun dünya genelindeki piyasalarda da aynı şekilde yaşandığını dile getiren Öztop, “Yabancı yatırımcıyı borsada henüz tam olarak çekemedik. Eurobond piyasasında ise önemli bir ilgi var, yabancı yatırımcıda artan bir ilgi bekliyoruz. 2025 için umutluyum. Özellikle büyük halka arzlar bu konuda etkili olabilir. Özelleştirmeler olursa yabancı yatırımcı ilgi gösterebilir. Borsa İstanbul, yabancı yatırımcı olmadığı dönemlerde bile kendini kanıtlamış bir yapı. Ancak, yabancı yatırımcıyı tercih ediyoruz, çünkü uzun vadeli ve rasyonel yatırımlar sermaye piyasamızın derinleşmesi için elzem.” şeklinde ifade etti.

Öztop, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda bankalarını bu alanda yönlendirdiğini belirtti. “Bankaların yenilenebilir enerji konusundaki ilgisinin yüksek olacağını düşünüyorum,” diyen Öztop, bu sürecin yalnızca kalkınma bankaları ile mümkün olmayacağını, tüm sektörün proaktif bir yaklaşıma ihtiyaç duyacağını vurguladı.

Fon tarafında bazı projeleri olduğunu ve uluslararası kalkınma kuruluşlarının benzer rolleri olduğunu ifade eden Öztop, “Amacımız, sermayeyi mobilize etmek ve projelere destek olmaktır. Bu yönde 8 fonumuz bulunmakta ve çeşitli alanlara odaklanıyoruz. Örneğin, TÜBİTAK ile başlatılan projelere destek veriyoruz ve onların büyümesine katkı sağlıyoruz.” dedi.

Yeşil dönüşümü kendilerine sorumluluk olarak gördüklerini dile getiren Öztop, “Çevreye duyarlı gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmayı görevimiz olarak kabul ediyoruz. Bu noktada öncü olmaya devam edeceğiz. Bu yalnızca kendi imkanlarımızla değil, diğer paydaşlarla birlikte gerçekleştirebileceğimiz bir hedef.” şeklinde konuştu.

“KOBİ’lere diğer finansal kurumlar aracılığıyla ulaşıyoruz. Bankalara ve finansal kiralama şirketlerine finansman sağlıyoruz ve bu sayede yatırımları destekliyoruz.” diyerek sözlerine devam eden Öztop, şu ifadeleri kullandı:

“Sürdürülebilir finansmanı ve çevreye duyarlı finansmanı önemseyen birçok paydaş var. İklim değişikliği bizim için kritik bir konu ve devletimizin bu alandaki tüm girişimlerinde yer almayı hedefliyoruz. Bugün sürdürülebilir kalkınma aracılığıyla birçok alanda doğrudan veya dolaylı katkılarda bulunmuş durumdayız. Kredi portföyümüzün yüzde 93’ü sürdürülebilirlik odaklı kredilerden oluşmakta ve bu durum bizim için oldukça önemli.”