Suriyelilerin Eğitimi İçin Yeni Yaklaşımlar Gerekiyor

Vakfın eğitim raporuna göre, 2024 itibarıyla Türkiye’deki Suriyelilerin eğitim alma oranında artış gözlemlenirken, dil engeli ve entegrasyon sorunlarının sürdüğü ifade edildi.

Genç yaş gruplarında eğitime katılımın, yetişkinlere göre daha yüksek olduğu belirtilirken, ülkelerine dönen veya dönmeyi hedefleyenler için güvenli, gönüllü ve onurlu bir dönüş sürecinin uluslararası işbirliğiyle desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, savaş sonrası tahrip olan eğitim altyapısının yeniden inşası ve eğitim süreçlerinin sürekliliğinin sağlanması gerektiği raporda ifade edildi.

ENTEGRASYON SÜRECİ

Uzun süreli kesinti nedeniyle Suriye’de eğitimin devam etmesi için yeni programların oluşturulması gerektiğine dikkat çekilen raporda, öğretmenlerin yeniden eğitilmesi ve okulların fiziksel yapılarının onarılmasının önemi vurgulandı. Türkiye’de eğitim alan ve farklı müfredata adapte olmuş Suriyeli öğrencilerin, kendi ülkelerindeki eğitim sistemine uyum sağlaması adına özel destekleyici programların hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, Türkiye’de kalan Suriyeliler için eğitimin, bireysel gelişim ve toplumsal uyum açısından belirleyici bir rol oynayacağı ifade edildi. Nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi için mesleki ve teknik eğitimlerin teşvik edilmesinin gerekliliği de vurgulandı. Bu çerçevede, uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapılarak düzenlenecek eğitim projelerinin, entegrasyon sürecini daha etkili hale getirebileceği kaydedildi.

Raporda, Suriye’de ikinci yabancı dil olarak öncelikle İngilizce ve Fransızca, 2014 yılında ise Rusça’nın eğitim müfredatına dahil edildiği belirtiliyor. Son yıllarda yaşanan bölgesel ve küresel gelişmeler doğrultusunda Türkçenin Suriye’de ikinci yabancı dil olarak öğretilmesinin mantıklı olacağı ifade edildi.

Suriyelilerin Türkiye’de aldıkları eğitimi kendi ülkelerinde de devam ettirip uyum sorunları yaşamamaları için ortak bir müfredatın geliştirilmesinin mümkün olabileceği raporda vurgulandı.

YENİDEN YAPILANDIRMADA TÜRKİYE FAKTÖRÜ

Söz konusu “Suriye Saha Gözlem Raporu”nda, Baas rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin yeniden yapılanma sürecindeki temel sorun alanları ve fırsatlar ele alındı. Türkiye’nin bu süreçteki rolü hakkında da bilgiler sunuldu. Raporda, Şam’daki hükümet yapısı, bürokratik iyileştirme süreci, devrim sürecinin toplumsal ve siyasi meşruiyeti, altyapı ve ekonomik zorluklar, ekonomik kriz ve para politikaları, İran’ın Suriye’deki varlığı ile güvenlik sorunları, halkın Türkiye’ye bakışı ve Suriyelilerin geri dönüşü gibi konular detaylandırıldı.

Yeniden yapılanma sürecinin toplumsal barış, siyasi meşruiyet ve bölgesel işbirliği gerektiren çok boyutlu bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiği raporda ifade edilirken, Türkiye’nin tarihi bağları, bölgesel konumu ve bu süreçlerdeki deneyimiyle önemli katkılar sağlayabileceği vurgulandı. Toplumsal barışın sağlanması için devrim sürecinde yer almış aktörlerin sürece dahil edilmesi ve kapsayıcı bir yönetim modelinin oluşturulmasının kritik önemde olduğu kaydedildi. Suriyelilerin geri dönüş sürecinin kademeli bir şekilde planlanması ve sosyal, ekonomik bağların göz önünde bulundurulması gereken insani bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiği de ifade edildi. Türkiye’nin, ulusal ve uluslararası ölçekte güçlü bir koordinasyon ile bu süreçte liderlik yapması ve kapsamlı bir strateji ile bölgesel barışa katkıda bulunması gerektiği vurgulandı.

Her iki rapora, Göç ve Diaspora Vakfı’nın internet sitesinden erişim sağlanabilir.