Türkiye’nin Nüfus Politikasında Acil Çözüm Zamanı!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ‘Nüfus Politikaları Kurulu’ toplantısına başkanlık etti. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ilgili kurumların yöneticileri katıldı.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin güçlü bir nüfus yapısının sadece demografik bir hedef olmadığını, aynı zamanda ülkenin geleceğini etkileyen stratejik bir mesele olduğunu belirtti. Kurulun, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştireceğini ifade eden Yılmaz, “Doğurganlık oranlarını ve nüfus yenileme seviyesini sürdürülebilir hale getirmek için eylem planlarımızı ve yol haritamızı oluşturacağız.” dedi.

Yılmaz, 2009 yılından bu yana Türkiye’de doğurganlık hızı ve nüfus artış hızında belirgin bir azalma olduğunu aktardı. “Toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51 çocuk seviyesine gerilemiştir. Yani, bir kadın doğurgan olduğu dönem boyunca ortalama 1,51 çocuk doğurmaktadır. Bu, tarihimizin en düşük değeridir.” şeklinde konuştu. Doğurganlık oranlarının, nüfusun yenilenmesi için kritik önemdeki 2,1 seviyesinin altında kaldığını vurguladı. Nüfus yenilemesi için gerekli 2,1 eşiğinin üzerinde yalnızca 10 ilin kaldığını, toplam doğurganlık hızı 3’ün üzerinde olan tek ilin ise Şanlıurfa olduğunu belirtti.

‘YAŞLI NÜFUS GİTTİKÇE ARTMAKTA’

Türkiye’de ortalama yaşın 34’e çıktığını belirten Yılmaz, “Evlenme oranları ve doğurganlık hızı azalırken; boşanma, ilk evlenme yaşı, ilk anne olma yaşı, tek ebeveynli aile sayısı, yalnız yaşayan birey sayısı ve yaşlı nüfus oranı artmaktadır.” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ortalama ilk evlenme yaşının hem erkeklerde hem de kadınlarda yükseldiğini dile getirdi. 2054 yılı için nüfusun 93 milyon 775 bin, 2100 yılına gelindiğinde ise nüfusun 76 milyon 799 bin kişiye düşeceğini öngördüğünü söyledi. Cumhurbaşkanının, nüfus yapısındaki değişikliklere dikkat çektiğini, bu durumu ‘Varoluşsal tehdit, bir felaket’ olarak değerlendirdiğini belirtti.

‘TEDBİR ALINMAZSA DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK’

Aile değerlerine yönelik saldırılar ve toplumu cinsiyetsizleştirme çabalarına dikkat çeken Yılmaz, “Nüfus projeksiyonları, aile ve toplum yapısındaki değişimlerin etkin tedbirler alınmaması halinde doğurganlık hızındaki düşüşü sürdüreceğini göstermektedir.” dedi. Doğurganlık hızındaki düşüşün yalnızca demografik bir problem olmadığını, istihdam, sosyal güvenlik, bakım, ekonomi ve savunma gibi birçok alanda sorunlar yaratabileceğini kaydetti.

‘ULUSAL EYLEM PLANI HAZIRLANACAK’

Nüfus Politikaları Kurulu’nun çalışmaları hakkında bilgi veren Yılmaz, “Mevcut nüfus politikaları ve demografik yapıdaki değişimler kapsamlı bir şekilde değerlendirilecektir. Kurul tarafından ‘Ulusal Eylem Planı’ hazırlanacak. Özel konularda çalışma grupları ve komiteler oluşturulacaktır.” dedi. Aile yapısını zayıflatma girişimlerine karşı, genç yaşta evlilikleri ve doğurganlığı teşvik eden politikaların öncelikli hedefleri arasında yer alacağını bildirdi.

Yılmaz, demografik yapının ihtiyaçlarına yönelik çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“Normal doğumun desteklenmesi; sezaryen oranının azaltılması. Sağlık profesyonelleri için kaliteli bakım ve danışmanlık hizmetleri sunulması. Genç evliliklerin teşvik edilmesi; genç çiftlere maddi yardımlar ve evlilik danışmanlığı sağlanması. Yeni çalışma modelleri geliştirilmesi; kadınların hem ev hayatını hem iş hayatını sürdürebilmeleri için destek sağlanması. Çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması; çalışan ebeveynlere destek için düşük maliyetli kreş hizmetleri sunulması. Aile değerlerimizi korumaya yönelik eğitim ve iletişim politikalarının güçlendirilmesi.”

‘NESİLLERİMİZİ BİRLİKTE KORUYUP YÜCELTECEĞİZ’

Yılmaz, Türkiye’nin demografik fırsat penceresini uzun zaman süreyle değerlendirme hedefinde olduğunu aktararak, “Herkesin bu konuda sorumlulukları bulunmaktadır. Aile müessesesi bizim için kutsal bir değerdir ve bunu korumak adına birlikte çalışmalıyız.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, sağlıklı nesillerin devamlılığını tehdit eden unsurlara karşı kararlılıkla mücadele ettiklerini vurguladı.