Esed Rejimi’nin Suçları Uluslararası Mahkemeye Taşınıyor

Meclis’te düzenlenen basın toplantısında konuşan Cüneyt Yüksel, Esed rejiminin düşmesinin ardından bölgede dengelerin önemli ölçüde değiştiğini belirtti. Yüksel, İsrail’in Suriye halkının devrimini kabullenemediğini ve tüm stratejilerini zalim rejimin devamı üzerine kurduğunu vurguladı.

BM Güvenlik Konseyi’nin derhal harekete geçerek, İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye’deki silahlı saldırılarını önleyecek kararlar almasının önemine dikkat çeken Yüksel, Suriye’de geçmişte işlenen suçların cezasız kalmaması gerektiğini ifade etti.

“BU BULGULAR, AÇILACAK DAVALAR İÇİN KRİTİK BİR DELİL KAYNAĞI İŞLEVİ GÖRMEKTEDİR”

Cüneyt Yüksel, BM Bağımsız Mekanizması’nın son raporunu 6 Aralık 2024’te yayınladığını açıkladı. Bu raporun, Suriye’deki 100’den fazla karakol ve hapishanede yaşanan gözaltı ve tutukluluk süreçlerine dair tanık ifadeleri, hükümet belgeleri ve diğer güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilerle, Suriye hükümetinin işlediği suçların sistematik bir şekilde belgelendiğini belirtti. Yüksel, bu belgelerin ve tanıklıkların işkence, zorla kaybetme ve cinsel şiddet gibi suçların boyutlarını ortaya koyarak sorumluların tespiti noktasında kritik bir kaynak oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca, bu bulguların gelecekte açılacak davalar için hayati öneme sahip olduğunu kaydetti.

“ESED REJİMİ İNSANLIK DIŞI VE HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE HAREKET ETMİŞTİR”

Yüksel, Sednaya Hapishanesi’nde yaşananların bu suçların en vahşi örneklerinden biri olduğunu belirterek devam etti: “Esed ve rejim yöneticilerinin bu suçlar için yargılanması, adaletin sağlanması açısından kritik bir adımdır. Esed rejimi, Cenevre Sözleşmesi, Roma Statüsü, Soykırım Sözleşmesi ve İşkenceye Karşı Sözleşme gibi uluslararası sözleşmeleri ihlal ederek insanlık dışı ve hukuka aykırı bir şekilde hareket etmiştir. Bu ihlaller uluslararası toplumu harekete geçirmiştir ve uluslararası adaletin sağlanması adına önemli bir mücadele başlatmıştır. Esed ve Baas rejimi üst yönetiminin adalet önünde yargılanması, yalnızca Suriye halkı için değil, tüm uluslararası toplum için bir sorumluluktur. Suriye’de işlenen savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarının yargılanması için uluslararası destekli, ancak yerel unsurların ağırlıklı olduğu bir hibrit mahkeme kurulması, hem adaletin sağlanması hem de toplumsal barışın tesis edilmesi açısından büyük faydalar sağlayacaktır.”