FETÖ’ye Bağlı Eski Astsubaya 15 Yıla Kadar Hapis!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri içinde oluşturduğu yapılanmalara dair soruşturmalarını sürdürüyor.

Söz konusu soruşturmalar çerçevesinde, ankesörlü ve ardışık aramalarla ilgili bir süreç başlatılarak, FETÖ’nün mahrem imamları tarafından ardışık şekilde arandığı tespit edilen eski astsubay Ufuk K. hakkında hukuki işlem yapıldı.

7 Aralık’ta gözaltına alınan ve sonrasında tutuklanan Ufuk K., “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakkında iddianame düzenlenip dava açıldı.

Başsavcılığın hazırladığı iddianamede, şüpheli Ufuk K.’nin örgüt üyeleri tarafından toplamda 68 defa arandığına dair bulgulara yer verildi.

Aramalarını gerçekleştiren GSM hattının, Ufuk K.’nin babası Ş.K. adına kayıtlı olduğu, ancak HTS ve baz kayıtları incelendiğinde bu hattın şüpheli Ufuk K. tarafından kullanıldığı anlaşıldı.

Ufuk K. ise iddianamede yer alan ifadesinde, “Benim bu telefon numaramı kullanmıyorum. Ş.K. benim babamdır. Bu aramaların niçin yapıldığı ve kimler tarafından gerçekleştirildiği konusunda hiçbir bilgim yok.” şeklinde savunmada bulundu.

İtirafçı astsubay tanık oldu

İddianamede, geçmişte FETÖ ile bağlantısını itiraf eden eski astsubay Burak C’nin ifadelerine de yer verildi.

İtirafçı Burak C, üniversiteye hazırlanma süreci içerisinde Ufuk K.’yı örgüt evlerinde ve askeri okullara yönelik hazırlık gruplarında gördüğünü belirtti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde, toplanan kanıtlar, itirafçıların ifadeleri ve arama kayıtları dikkate alındığında Ufuk K.’nın üzerine atılan suçları işlediği ifade edildi.

İddianamede, şu noktalar vurgulandı:

“Ufuk K’nın, örgütün amaçları doğrultusunda cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme yahut tehdit yöntemleriyle hareket ettiği belirlenmiştir. Şüphelinin, örgütün stratejisi çerçevesinde gizli toplantılara katıldığı, talimatlara uygun bir biçimde ‘gel’ denildiğinde geldiği ve ‘git’ denildiğinde gittiği, ‘sohbet’ adı altındaki organizasyonlara katıldığı, ve tüm bu hususların bir arada değerlendirilmesi sonucunda üzerine atılı suçları işlediği anlaşılmaktadır.”