Gazze’de İsrail Saldırıları: Yıkım ve Çaresizlik

Gazze’nin kuzeyine 5 Ekim 2024 tarihinde yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim’de kara operasyonuna başladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim’de sosyal medya aracılığıyla yaptığı paylaşımda, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya bölgelerindeki Filistinlileri tehdit ederek, tahliye edilmesi gereken alanların haritasını paylaştı.

İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yürüttüğü etnik temizlik operasyonları kapsamında mahalleleri, konutları ve sivil yaşam alanlarını hedef alarak açıkça saldırılar gerçekleştiriyor. Hava ve kara saldırıları sonucunda, bölgedeki birçok bina güçlü patlayıcılarla tahrip ediliyor. Bu saldırılar, geniş yerleşim alanlarını ve mahalleleri yok ederek, altyapıya ve halkın yaşam ihtiyaçlarına zarar veriyor.

EVLER MEZARLIĞA DÖNÜŞTÜ

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’nin aralık ayında yayımlanan raporuna göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin kuzeyinde “kentsel yok etme” politikasını yoğunlaştırarak evleri, yerleşim alanlarını ve altyapıyı tamamen yok ediyor. Bu süreçte, robotlar ve patlayıcı yüklü varillerle bombalama, yüksek tahrip gücüne sahip patlayıcılar ve füzelerle hava bombardımanı gibi metodlar kullanılıyor.

Gazze’nin kuzeyindeki binalarda meydana gelen patlama seslerinin, Gazze Şeridi’nin güneyindeki bölgelerden de duyulması dikkat çekiyor. Bölgeden elde edilen video görüntüleri, yıkımın boyutlarını gözler önüne seriyor. Beyt Lahiya bölgesindeki Filistinli genç Muhammed Lebid, AA muhabirine verdiği demeçte, ağır askeri baskı nedeniyle kontrol noktaları üzerinden Gazze’ye göç etmek zorunda kaldığını belirtti.

Lebid, yaklaşık 70 gün boyunca Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşadığını ve bu süre zarfında bombalama ve patlamanın olmadığı tek bir gece bile geçirmediğini aktardı. “İsrail saldırıları, bölgenin dokusunu değiştirdi; yaşamak imkânsız hale geldi. İsrail ordusu, bombardımanlarda patlayıcı yüklü robotlar kullanıyor; bu robotları gündüz yerleştirip geceleri patlatıyor. Genellikle, nüfus ve konut yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelere yerleştiriliyor.” ifadelerini kullandı.

CANSIZ BEDENLER YOLLARA SAÇILDI

İsrail’in aylardır düzenlediği saldırılar sırasında sivil nüfusun yoğun olduğu alanlar hedef alındığı için can kaybı ve yaralı sayısı artmaktadır. Birçok cansız beden enkaz altında kalırken, bazıları da İsrail askerlerinin ulaşımını engellemesi nedeniyle sokaklarda terkedilmiş durumda. Filistin Sağlık Bakanlığı, yaşananlar nedeniyle İsrail ordusunun yol açtığı can kaybı ve yaralanmalara dair net bilgilere ulaşmakta güçlük çekiyor.

AÇ VE SUSUZ BIRAKMA SİLAHI

İsrail, ilk günden itibaren kuşatma altında tuttuğu Gazze Şeridi’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği saldırılarla, sadece kentleri yok etmekle kalmayıp, Filistinlileri kasıtlı olarak öldürmek ve insanları aç susuz bırakma stratejisi uyguladı; her türlü yiyecek, su ve yardım malzemesi girişini engelledi. Kuşatma sonrası bölgedeki yiyecek ve su krizi hızla baş gösterdi. Yiyecek ve su aramaya çıkan Filistinliler ise insansız hava araçlarıyla saldırıya uğradı.

Filistinli Mısri ailesi, geçen kasım ayının başlarında su aramak için çıkan 34 yaşındaki oğulları Ahmed’i bu sebepten kaybetti. Ruhi Mısri, “İsrail bombardımanında ölmektense, en çok açlık ve susuzluktan ölmekten korkuyorduk. Yiyecek ve su bulma ihtiyacı, bombardıman tehlikesini göze almaya zorladı. Tek erkek kardeşimi içme suyu ararken kaybettik. Geride hiçbir desteği olmayan bir eş ve üç çocuk kaldı.” diye konuştu.

Mısri, Gazze’ye zorla göç ettirilmeden önce yaşadıkları acılara değinerek, “Cehennem, ölüm ve zulüm hakkında konuşmak; bunu birkaç kelimeyle anlatmak mümkün değil” sözleriyle duygularını dile getirdi.