35,3441$% 0.01
36,5679€% 0.03
43,5623£% 0.02
3.032,55%0,01
4.963,00%0,04
3256940฿%-2.40003
Yumaklı, Bakanlığa bağlı Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı’nı ziyaret ederek incelemelerde bulundu.
Laboratuvarda et ürünlerinden zeytinyağına kadar pek çok gıdanın analizi yapıldığını ve bu analizler aracılığıyla gıdaların güvenilirliğinin test edildiğini belirten Yumaklı, Türkiye genelinde 41’i kamu ve 102’si özel olmak üzere toplam 143 laboratuvarın bulunduğunu ifade etti.
Yumaklı, bu laboratuvarların birçok farklı destek aldığını da duyurdu ve bu desteklerin Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı aracılığıyla sağlandığını vurguladı.
Vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşabilmesi için denetim çalışmalarının kesintisiz bir şekilde sürdüğüne dikkat çeken Yumaklı, geçen yıl 1,3 milyondan fazla denetim yapıldığını ve bu denetimler sonucunda 1,4 milyar lira idari para cezası kesildiğini açıkladı.
Yumaklı, halk sağlığını tehdit eden gıdalarla ilgili olarak savcılıklara suç duyurusunda bulunduklarını da belirtti. Bu konuda şu ifadeleri kullandı:
“2024’te 610 dosya için suç duyurusunda bulunduk. Amacımız ceza kesmek değil, vatandaşlarımızın gönül rahatlığıyla gıda ürünlerini tüketebileceği bir ortam yaratmaktır. Geçtiğimiz yıl taklit-tağşiş uygulaması ile vatandaşlarımızın denetim sonuçlarını şeffaf bir şekilde takip edebilmeleri amacıyla internet sitemiz üzerinden anlık sonuçlar paylaşmaya başlamıştık. Bu konuda vatandaşlarımızdan olumlu geri dönüşler aldık. Bunu tekrar vurgulamak isterim; en iyi gıda denetçisi, vatandaşların kendisidir.”
Yumaklı, restoran, market ve kafeterya gibi gıda ürünlerinin satıldığı yerlerde geçen yıl karekod uygulamasına geçtiklerini hatırlatarak, bu uygulamanın “Tarım Cebimde” programı aracılığıyla hızlı ve kullanıcı dostu bir şekilde vatandaşlar tarafından takip edilebilmesine olanak tanındığını vurguladı.
Bundan sonraki süreçte gıda ürünlerinin satıldığı veya tüketildiği alanlarda karekod uygulamasının zorunlu hale getirileceğini dile getiren Yumaklı, bu sayede vatandaşların, söz konusu yerlerin en son ne zaman denetlendiğini görebileceğini ifade etti. “Sağlıklı ve güvenilir gıda haktır. Gereklilikleri yerine getirmeyen işletmelere geçmişte olduğu gibi gelecekte de tolerans göstermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Yumaklı, pestisit konusunda yanlış bilgilerin dolaştığına dikkat çekerek, bu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu:
“Burada eli öpülesi çiftçilerin suçlandığını görüyoruz. Tabii ki uygulamada hata yapanlar olabilir; ancak bunların oranı, bizim hassasiyetimizle doğru orantılı değildir. Oransal olarak çok küçük bir paya sahiptirler. Bizim hedefimiz bu hataları tamamen azaltmaktır. Pestisit kalıntısını, üretilen veya tüketilen ürünlerde belli bir oranın altına düşürmeye çalışıyoruz. Ancak bu çabaları, üreticileri suçlamak olarak değerlendirmek yanlıştır.”
Yumaklı, pestisit konusundaki uygulamaların Avrupa Birliği ile tam uyum içinde olduğunu ve bu çerçevede 223 maddenin yasaklandığını sözlerine ekledi.
Yukarıda belirtilen yanlış algının yanı sıra, yalnızca ihracat için denetim yapıldığı düşüncesinin de yanlış olduğunu ifade eden Yumaklı, “Tarladan son tüketim noktalarına kadar birçok yerde denetimlerimiz devam ediyor. Son üç yılda 250 bin pestisit denetimi gerçekleştirildi. Bu sayede pestisit kalıntı oranı yüzde 35 oranında azaldı. Ancak bu bizim için yeterli değil. Hedefimiz bu oranı mümkün olduğunca sıfıra yaklaştırmaktır. Türkiye’de bir dekarlık alanda kullanılan pestisit oranı dünya ortalaması olan 2,26 kilogramın, AB ortalaması olan 3,2 kilogramın oldukça altında, yani 2,3 kilogramdır.” dedi.
Yumaklı, ihracata giden veya yurt içinde geri çevrilen ürünlerin pestistetten kaynaklandığı algısının önemli bir kısmının “aflatoksin” kaynaklı oluşumlar nedeniyle olduğunu belirtti. Örneğin, Antep fıstığında fazla aflatoksin nedeniyle 1473 parti üründen sadece 20’sinin iade edildiğini, kuru incirde yine fazla aflatoksin sebebiyle 5 bin 600 sevkiyatın sadece 81’inin geri döndüğünü, kuru kayısıda ise kükürtdioksit oranının yüksekliği nedeniyle 21 bin 3 tondan 282 tonunun iade edildiğini kaydetti. Bu tür olumsuz durumları minimize edebilmek adına yoğun çalışmalar yapıldığını ifade etti.
Yumaklı, iade edilen ürünlerin denetimlerden geçtikten sonra imha edildiğini de belirtti.
Yumaklı, son dönemlerde özellikle Tunus’a ihraç edilen patatesler hakkında çeşitli yanlış bilgilerin yayıldığını ve bu konuda şu şekilde konuştu:
“Tunus’a ihraç edilen patatesler, herhangi bir pestisit kalıntısına bağlı olarak değil, tespit edilen bitkisel hastalık nedeniyle geri gönderilmektedir. Bu konudaki net yaklaşımımızdan taviz vermeyeceğiz; tespit edilen ürünler imha edilecektir. Bu ürünlerin birkaç gün içinde Mersin Limanı’na ulaşacağı ve toplamda 2 bin 500 tonluk bir miktarı içerdiğini belirtmek isterim. Ülkemizdeki patates üretiminin büyük bir oranı değil, yalnızca bindelerle ifade edilebilecek bir miktardadır. Ayrıca, gerçekleştirdiğimiz çalışmalar sonucunda RASFF (Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Sistemi) bildirim sayısının son üç yılda yüzde 54 oranında düştüğünü ifade etmek gerekir. Ancak bu oranı yeterli görmüyoruz. Hedefimiz bunu sıfıra indirmektir.”
Yumaklı, 7 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’nde Değişiklik” ile ilgili de bilgi vererek, sıkça bildirim alan ürünlerin ihracatçılarının süreçlerini değiştirmekte olduklarını kaydetti.
Yumaklı, bu kapsamda maksimum kalıntı oranlarının yeniden belirlendiğine dikkat çekerek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Birçok gıda için uygulanacak maksimum pestisit kalıntı limitleri uluslararası güncellemeleri dikkate alarak belirlenmiştir. ‘Önceden uyumlu değildi, şimdi uyumlu hale getiriyorsunuz’ söyleminin yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu dinamik bir süreçtir ve güncellemeler yapıldığında hızlı bir şekilde uyum sağlıyoruz. Bakanlığımızın ilgili birimleri, bu laboratuvarlar da dahil olmak üzere, gerekli entegrasyonu sağlamak için yoğun bir çaba içerisinde bulunuyor.”
Diyanet, 100 Yeni Görevli Arıyor! Başvurular Başladı
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.