35,4718$% -0.04
36,6462€% 0.15
43,5486£% 0.48
3.056,56%0,12
4.978,00%-0,12
3520208฿%2.59341
BBC tarafından bildirilen bir raporda, “The Lancet Diabetes & Endocrinology” dergisinde obezite ile ilgili olarak dünya genelinde 50’den fazla tıp uzmanının katkılarıyla yapılan değerlendirmelere yer verildi.
Tahminlere göre, dünya genelinde bir milyardan fazla insan obezite ile mücadele ediyor. Bu durum, reçeteli zayıflama ilaçlarına olan talebi artırmakta.
Uzmanlar, obezite teşhisinde yalnızca vücut kitle indeksinin kullanılmaması gerektiğini belirtmekte ve hastaların genel sağlık durumunun da dikkate alınması gerektiğine vurgu yaparak daha hassas öldürme tanımlamalarına ihtiyaç bulunduğunu ifade ediyor.
Rapor, obez bireyler ile gelecekte obezite riski taşıyanlar arasında net bir ayrım yaparak obezite tanımının “yeniden gözden geçirilmesi” gerektiğini savunuyor.
Kronik hastalıkları bulunan bireylerin “klinik obezite” tanısı alması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, sağlık sorunu olmayanlara “klinik öncesi obezite” tanısının konulmasının önemini vurguluyor.
Çalışmanın başkanlığını üstlenen King’s College London’dan Prof. Dr. Francesco Rubino, obezitenin bir çeşitlilik olduğunu belirterek, “Bazı insanlar bu hastalığı taşırken normal bir yaşam sürdürebilmekte. Ancak bazıları yürümekte zorluk çekiyor, nefes almakta güçlük yaşıyor veya önemli sağlık sorunları nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağlı bir yaşam sürmektedir.” şeklinde açıklama yaptı.
Pek çok ülkede obezite, boy ve kiloya dayanan bir ölçüm olan vücut kitle indeksi (BMI) değerinin 30’un üzerinde olması olarak tanımlanmakta.
Zayıflama ilaçlarına, örneğin “Wegovy” ve “Mounjaro”, erişim genellikle bu gruptaki hastalarla sınırlı kalıyor.
Bununla birlikte, raporda belirtilenlere göre BMI, bir bireyin genel sağlık durumu hakkında yeterli bilgi vermemekte ve kas ile vücut yağının ayrımını yapamamaktadır; ayrıca bel ve organ etrafındaki tehlikeli yağlar da hesaba katılmamaktadır.
Uzmanlar, kalp rahatsızlığı, nefes darlığı, tip 2 diyabet ya da eklem ağrısı gibi obezitenin vücuttaki organlara etkilerini inceleyen yeni bir model öneriyor. Bu durum, obezitenin klinik bir hastalık olarak değerlendirilmesi ve ilaç tedavisine ihtiyaç duyulduğunu göstermekte.
Buna karşın uzmanlar, “klinik öncesi obezite” bulunan bireylere ilaç veya cerrahi müdahale yerine, sağlık sorunlarının gelişme olasılığını azaltmak amacıyla kilo verme önerileri, danışmanlık ve takip hizmetleri sunulması gerektiğini ifade ediyor.
Rapor, detaylı bir tıbbi geçmiş ile birlikte bel ve boy oranları veya doğrudan yağ ölçümünün, BMI’den daha net bir değerlendirme sunduğunu öne sürmekte.
Rapora katkıda bulunan Sydney Üniversitesi’nden çocuk obezitesi uzmanı Prof. Dr. Louise Baur, yeni yaklaşımın obez bireyler, hem yetişkinler hem de çocuklar için “daha uygun sağlık hizmetleri almasına” olanak tanıyacağını ve aşırı teşhis konulan kişiler ile gereksiz tedavi uygulananların sayısının azalmasına yardımcı olacağını belirtti.
Ücretsiz Aile Hekimliği ve Katılım Payı Değişiklikleri
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.