Trump’ın Ekonomi Politikaları Enflasyonu Tetikler mi?

Donald Trump’ın ABD’deki yeniden başkanlık döneminde uygulayacağı ekonomi ve ticaret politikalarının enflasyon üzerindeki olası etkileri, piyasaları zor bir duruma sokarken, dün Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları da enflasyon risklerindeki artışa dikkat çekti.

20 Ocak’ta görev devralacak Trump’ın alacağı kararlara yönelik açıklamaları ve getireceği yeni tarifelerle ilgili medyada dolaşan haberler dikkatle izleniyor. Trump’ın, yeni tarifeler oluşturmak için ulusal ekonomik acil durum ilan etmeyi değerlendirdiği öne sürüldü.

ABD basınında yer alan bilgilere göre, söz konusu acil durum ilanı, Trump’a ithalatı tek taraflı bir şekilde yönetme yetkisi tanıyan Uluslararası Ekonomik Acil Durum Yetkileri Yasası’nı kullanarak yeni bir tarifeler programı oluşturma imkanı verebilir.

Bu konuda henüz net bir karar alınmadığı belirtilirken, Trump’ın ekibinin tarifeleri desteklemek amacıyla alternatif yasal yolları araştırmaya devam ettiği ifade edildi.

Analistler, Trump’ın gelecek dönem politikasına dair açıklamalarının ve gelişmelerin risk algısını artırdığı konusunda hemfikir. Ayrıca, tarife stratejilerinin küresel ticaret savaşlarını tetikleyebileceği ve enflasyonist baskıların yükselmesine neden olabileceği endişeleri mevcut.

Öte yandan, Fed’in toplantı tutanaklarında Trump’ın adı geçmese de olası politika değişikliklerinin sonuçlarına vurgu yapıldı. Yetkililer, mevcut enflasyonun yüzde 2’ye ulaşmaya devam edeceği öngörüsünde bulunurken, son dönemdeki yüksek enflasyon verilerinin ticaret ve göç politikalarındaki olası değişimlerin etkilerini uzatabileceğini kaydetti.

Tutanaklarda, Fed yetkililerinin çoğunun, enflasyon görünümündeki yukarı yönlü risklerin arttığına yönelik değerlendirmeleri öne çıktı. Ayrıca, yetkililerin FOMC’nin politika gevşetme hızını azaltmanın uygun olabileceği bir seviyeye yaklaşıldığını belirttiği bilgisi yer aldı.

Fed yetkilileri açısından sözel yönlendirmeler de önemli. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, enflasyonun Fed’in yüzde 2 hedefinin altına inmesi konusunda iyimser olduğunu ve bu yıl ek faiz indirimlerini desteklediğini ifade etti.

Makroekonomik verilere bakıldığında, özel sektör istihdamının geçen yıl aralık ayında yalnızca 122 bin kişi artması, piyasa beklentilerinin altında kaldı. İşsizlik maaşına ilk kez başvuranların sayısı ise 4 Ocak ile biten haftada 201 bine düşerek, son 11 ayın en düşük seviyesine geriledi ve piyasa tahminlerini aşamadı.

Cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verileri öncesinde iş gücü piyasasıyla ilgili verilerde karışık sinyaller gözlemleniyor. Özel sektör istihdamındaki artış yavaşlarken, işsizlik maaşı başvurularındaki azalmanın dikkat çekici olduğu belirtildi.

Tüm bu gelişmelerle, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, dün yüzde 4,73 ile Ekim 2023’ten bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştıktan sonra, yeni günde yüzde 4,67 seviyesinde denge buldu.

Altının ons fiyatı ise dün yüzde 0,5 artış göstererek 2 bin 664 dolardan kapanırken, yeni güne yüzde 0,3 düşüşle 2 bin 657 dolardan başladı.

Dolar endeksi dün yüzde 0,5 değer kazanarak 109,1 seviyesinden kapanmasından sonra, yeni işlem gününde yatay bir seyir izliyor.

Brent petrolün varil fiyatı, ABD’deki yeni yönetimin uygulayacağı ticari ve ekonomik politikalara ilişkin belirsizlik nedeniyle şu an yüzde 0,3 düşüşle 75,8 dolardan işlem görmekte.

New York Borsası’nda dün, S&P 500 endeksi yüzde 0,16, Dow Jones endeksi yüzde 0,25 değer kazanırken, Nasdaq endeksi yüzde 0,06 düşüş gösterdi. Bugün ise New York Borsası’nda, ABD’nin 39. başkanı Jimmy Carter’ın vefatı dolayısıyla işlemlerin duracağı bildirilmiştir.

Avrupa

Avrupa borsalarında dün karışık bir seyir hâkimken, resesyon endişeleri, bölgenin ekonomik gündeminin başını çekmeye devam ediyor. Açıklanan veriler, imalat sanayindeki riskleri ortaya koyarken, enflasyon verilerindeki beklentiler de endişeleri artırıyor.

Dün açıklanan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Tüketici Beklentileri Anketi’ne göre, Avro Bölgesi’ndeki tüketicilerin orta vadeli enflasyon beklentileri bir önceki aya göre yükselmiş durumda.

Diğer taraftan enerji şirketi Shell’in 2024 yılı son çeyreğine dair sıvılaştırılmış doğal gaz üretim beklentilerini düşürmesi, hisse fiyatları üzerinde olumsuz etki yaratarak %1,7 düşüşle günü kapatmasına neden oldu.

Vestas, Siemens Energy ve Orsted gibi yenilenebilir enerji şirketlerinin hisseleri de sırasıyla yüzde 7,7, yüzde 5,96 ve yüzde 3,36 değer kaybetti.

Dün Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,49, Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 0,05 değer kaybederken, İtalya’da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,49 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,07 değer kazandı. Avrupa borsalarında endeks vadeli kontratlar, yeni güne karışık bir seyirle başlamış durumda.

Asya

Asya borsalarında Hong Kong hariç negatif bir görünüm ise ön plana çıkarken, Fed’in toplantı tutanaklarında yer alan temkinli mesajlar risk algısını artırmaya devam ediyor. Çin’de ise aralık ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık bazda 0,1 artış gösterirken, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 2,3 azaldı.

Kapanışa yaklaşırken, Nikkei 225 endeksi yüzde 1,3 düşerken, Şanghay bileşik endeksi ise yüzde 0,3 değer kaybetti. Güney Kore’deki Kospi endeksi ise hafif bir artış gösterdi. Hong Kong Hang Seng endeksi ise yatay bir seyir izliyor.

Yurt içi piyasalar

Yurt içinde ise Borsa İstanbul’da dün satış ağırlıklı bir seyrin ardından BIST 100 endeksi, yüzde 0,82 değer kaybıyla 9.890,76 puandan günü tamamladı. Dolar/TL, gün içinde yatay geçişle 35,3387’den kapanırken, bugün bankalararası piyasa açılışında 35,3500 seviyesinden işlem görmeye başladı.

Analistler, yurt içinde haftalık para ve banka istatistiklerinin yanı sıra, yurt dışındaki Almanya sanayi üretimi, dış ticaret dengesi ve Avro Bölgesi’nde perakende satış verilerinin takip edileceğini aktarıyor. BIST 100 endeksinde teknik açıdan 9.800 ve 9.700 puanın destek, 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu belirtiyorlar.