35,4431$% 0.27
36,3540€% -0.47
43,2827£% -0.6
3.064,19%1,06
4.989,00%0,70
3344694฿%-0.54609
ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump’ın ekonomik politikalarının enflasyonla mücadelede ne ölçüde etkili olacağına dair belirsizlikler devam ederken, geçtiğimiz hafta açıklanan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları enflasyon görünümündeki yukarı yönlü risklerin arttığını ortaya koydu.
Tutanaklarda Trump’ın adı geçmemekle birlikte, potansiyel politika değişikliklerinin olası etkilerine vurgu yapıldı. “Yetkililer, enflasyonun yüzde 2 seviyesine doğru ilerlemeye devam edeceğini beklese de, son dönemdeki yüksek enflasyon verileri ile ticaret ve göç politikalarındaki muhtemel değişikliklerin, sürecin öngörülenden daha uzun sürebileceğini” belirtti.
Ayrıca, FOMC yetkililerinin büyük çoğunluğu, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risklerin arttığı yönünde değerlendirmelerde bulundu. Komite, politika gevşeme hızını yavaşlatmanın uygun olduğu bir noktada bulunduklarını ifade etti.
Geçen hafta yayımlanan makroekonomik verilere göre, JOLTS açık iş sayısı Kasım 2024 itibarıyla 8 milyon 98 bin olarak 6 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
ADP özel sektörü istihdamı, Aralık 2023’te 122 bin kişi artış göstererek piyasa beklentilerinin altında kaldı.
Ayrıca, ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 4 Ocak ile sona eren haftada 201 bine inerek 11 ayın en düşük seviyesine ulaştı ve bu da piyasa beklentilerini aştı.
Hafta boyunca önemli bir veri olarak dikkat çeken tarım dışı istihdam verisi ise Aralık’ta 256 bin kişilik bir artış göstererek beklentilerin üstünde gerçekleşirken, işsizlik oranı yüzde 4,2’den 4,1’e geriledi.
Fed tarafından dikkatle izlenen ortalama saatlik kazanç, yüzde 0,3 artışla 35,69 dolara yükseldi.
ABD’de Michigan Üniversitesi tarafından ölçülen tüketici güven endeksi, Ocak ayında 73,2’ye düşerek piyasa beklentilerinin altında kalırken, tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi yüzde 3,3’e çıkarak Mayıs 2024’ten bu yana en yüksek seviyesine geldi. Uzun vadeli enflasyon beklentisi de yüzde 3,3 ile 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Analistlere göre, veriler istihdam artışının geçen ay hızlandığını ve iş gücü piyasasının 2023 yılını güçlü bir zemin üzerinde tamamladığını gösteriyor. Bu durum, Fed’in bu yıl faiz indirimlerine yönelik temkinli duruşunu destekliyor.
İstihdam verilerinin ardından, para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in yılın ilk faiz indirimini Haziran ayından önce gerçekleştiremeyeceği ihtimali öne çıktı.
Geçtiğimiz hafta altının ons fiyatı yüzde 1,9 artışla 2.689 dolara yükseldi.
ABD’nin enflasyonist baskıların devam edebileceği yönündeki endişelerle 10 yıllık tahvil faizi, istihdam verilerinin ardından yüzde 4,79 ile Ekim 2023’ten bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Fakat daha sonra yüzde 4,78 seviyesinde dengelendi.
Dolar endeksi geçen haftayı yüzde 0,7 artışla 109,7 seviyesinden kapatırken, bu değer Kasım 2022’den bu yana en yüksek seviye oldu.
ABD’nin Rus enerji şirketlerine yeni yaptırımlar getireceğine dair çıkan haberler, Brent petrolün haftalık bazda yüzde 3,5 artarak 79,2 dolarda dengelenmesine neden oldu.
Kurumsal alanda, ABD’li hava yolu şirketi Delta Air Lines’ın hisse senetleri, geçen yılın son çeyreğinde şirketin finansal sonuçlarının beklentilerin üzerinde gelmesinin ardından haftanın son işlem gününde yüzde 9,04 değer kazandı.
Ayrıca, ABD’nin California eyaletinde gerçekleşen yangınlar, sigorta şirketlerinin hisse senetlerinde bir düşüşe yol açtı. Bu durum, ABD tarihinin en maliyetli yangınlarından biri olabileceği endişelerini doğurdu.
Analistler, etkilenen alanlardaki konut ve iş yerlerinin yüksek değerleri düşünüldüğünde, sigortalı zararın milyarlarca dolara ulaşabileceğini ifade etti. ABD’nin büyük sigorta şirketlerinden Travelers’ın hisseleri yüzde 4,2, Allstate’in hisseleri yüzde 5,63, Chubb’ın hisseleri yüzde 3,35, American International Group’un hisseleri yüzde 1,27 ve Mercury General’ın hisseleri yüzde 19,87 değer kaybetti.
Tüm bu gelişmeler sonucunda, S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 1,94, Nasdaq endeksi yüzde 2,34 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,86 değer kaybetti.
Gelecek hafta pazartesi, tüketici enflasyon beklentisi ve federal bütçe dengesi verileri açıklanacakken, salı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), çarşamba ise Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) izlenecek. Bunun yanı sıra Fed’in Bej Kitap Raporu, perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve perakende satışlar, cuma günü ise inşaat izinleri, konut başlangıçları, kapasite kullanım oranı ve sanayi üretimi verileri takip edilecek.
Avrupa borsalarında geçen hafta olumlu bir seyir gözlemlenirken, yeni haftada Avro Bölgesi ve Almanya’da açıklanacak nihai enflasyon verileri yakından izlenecek.
Trump’ın politikalarının küresel ticaret üzerinde olumsuz etkileri olabileceği endişelerine rağmen, bölgedeki risk iştahı güçlü kalmaya devam etti ve resesyon-enflasyon ikilemi gündemin önemli bir maddesi oldu.
Avro Bölgesi genelinde resesyon endişeleri sürerken, son aylarda yeniden güç kazanan enflasyon dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta açıklanan öncü verilere göre, Almanya’da Aralık ayına ilişkin öncü TÜFE, aylık yüzde 0,4, yıllık bazda ise yüzde 2,6 artış gösterdi ve bu durum, ülkedeki yıllık enflasyonun üst üste üçüncü ayda artmasına neden oldu.
Avro Bölgesi’nde ise Kasım ayında yüzde 2,2 olan yıllık TÜFE, Aralık ayında yüzde 2,4’e yükseldi. Öncü TÜFE Aralık ayında aylık olarak yüzde 0,4 artış yaşadı.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Tüketici Beklentileri Anketi, Avro Bölgesi’nde tüketicilerin orta vadeli enflasyon beklentilerinin yükselmeye devam ettiğini gösterdi.
Bunun yanı sıra, İngiltere’de kamu tahvilleri üzerinde devam eden endişeler, yatırımcıların odak noktasında kalmaya devam ediyor. İngiltere Borç Yönetim Ofisinin 30 yıl vadeli 2,25 milyar sterlin değerindeki tahvil ihalesinin ardından, 30 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi 1998’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, 10 yıllık borçlanma maliyetleri ise 2008 finansal krizinden bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Haftalık bazda, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,30, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,04, Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 1,55 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 2,82 değer kazandı.
Gelecek hafta çarşamba gününde İngiltere’de enflasyon, Almanya’da büyüme, Avro Bölgesi’nde sanayi üretimi, perşembe Almanya’da enflasyon, Avro Bölgesi’nde ECB toplantı tutanakları ve Cuma günü avro bölgesinde enflasyon verileri izlenecek.
Asya borsalarında geçtiğimiz hafta, Güney Kore hariç genel olarak satıcılı bir seyir izlendi. Çin hükümetinin ekonomiyi canlandırma çabalarının başarılı olup olmayacağına dair belirsizlikler, bölgedeki risk algısını etkiledi.
Zayıf iç taleple mücadele eden Çin’de, yeni ABD yönetiminin alacağı ticari tarife önlemleri de ekonominin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Ülkede geçen hafta açıklanan Aralık ayı TÜFE yıllık bazda sadece 0,1 artış gösterirken, ÜFE ise yüzde 2,3 azaldı.
Çin’in 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 1,6 seviyesinin altına düşmesi önemli bir gelişme olarak kaydedilirken, ekonomik belirsizliklerin tahvil talebine yansıdığı açıkça gözlemleniyor.
Analistler, Çin ekonomisindeki aktivitenin yeterli seviyede artmadığını ve zayıf iç talebin devam ettiğini belirtiyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de olası risklerin yatırımcılar tarafından takip edildiği vurgulanıyor.
Japonya’da enflasyon kaygılarının giderek artması ile birlikte 10 yıllık Japon tahvil faizleri yüzde 1,21 ile son 14 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Açıklanan verilerin sinyalleri ise enflasyonun güç kazandığını gösteriyor ve bu durum tahvillere yönelik satış baskısını artırıyor.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, geçen hafta, BoJ’un para politikasındaki sıkılaşmanın zamanlamasının ekonomik gelişmelere bağlı olduğunu belirtti. Ueda, “Parasal desteğin derecesini ayarlamak için zamanlama, gelecekteki ekonomik, finansal ve fiyat gelişmelerine bağlı olacaktır. Ayrıca, çeşitli risklere karşı tetikte olmalıyız.” şeklinde ifade etti.
Bu belirsizlikler, BoJ’un ilerleyen dönemlerde atacağı adımların zamanlaması ve boyutu konusunda risk algısının yüksek kalmasına yol açıyor. Para politikasına ilişkin haber akışı yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmektedir.
Haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,77, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,52 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,34 değer kaybederken, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,02 artış gördü.
Gelecek hafta pazartesi günü Çin’de dış ticaret dengesi, salı günü Japonya’da dış ticaret dengesi, perşembe günü Japonya’da ÜFE, cuma günü ise Çin’de büyüme, sanayi üretimi ve perakende satışlar verileri takip edilecek. Ayrıca, pazartesi günü Japonya’da tatil olacağından borsa işlemleri gerçekleşmeyecek.
Yurt içinde geçtiğimiz hafta düşüş eğilimleri dikkati çekti. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 1,63 değer kaybederek 9.910,61 puandan tamamladı. Gözler, önümüzdeki hafta açıklanacak kasım ayı ödemeler dengesi verisine çevrildi.
Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının kasım ayında 2 milyar 963 milyon dolar açık verdiğini tahmin ediyor. Ekonomistler, 2024 yılına ilişkin cari işlemler açığının 10 milyar 273 milyon dolar seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyor.
Analistler, BIST 100 endeksinde 9.850 ve 9.750 seviyelerini destek, 10.000 ve 10.100 seviyelerini ise direnç noktası olarak belirttiler.
Aynı zamanda, Dolar/TL haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,1 üzerinde 35,4040’tan kapatmayı başardı.
Yurt içinde önümüzdeki hafta pazartesi günü ödemeler dengesi, perakende satışlar, perşembe özel sektörün
Kanal İstanbul’da Sazlıdere Köprüsü’nde Hızlı İlerleme!
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.