35,3370$% -0.03
36,5195€% 0.01
43,6478£% -0.23
3.032,12%0,20
4.963,00%-0,10
3244930฿%-2.34491
Sağlık Bakanlığı tarafından “Üreten Sağlık” teması ile düzenlenen “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı Tanıtım Toplantısı”, Bakan Kemal Memişoğlu ve Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti.
Toplantıda bir konuşma gerçekleştiren Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 22 yılda AR-GE ve inovasyon alanında güçlü bir altyapı oluşturduklarını ifade etti.
Türkiye’nin savunma sanayisindeki ve diğer stratejik alanlardaki gücünü dünyaya göstermek için çalışmalar yaptıklarını belirten Kacır, “1990’lı yıllardaki İnsan Genom Projesi’nde 2,7 milyar dolar harcanarak 13 yıllık bir süreç sonunda ulaştığımız gen haritasına, bugün 1000 doların altında maliyetle bir günde ulaşabiliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin güçlü AR-GE ve inovasyon altyapısının yanı sıra nitelikli insan kaynağı ve kalite odaklı sağlık altyapısıyla bu dönüşümü gerçekleştirdiği vurgusunu yapan Kacır, “İlaç ihracatımız 160 milyon dolardan 2,5 milyar dolara yükseldi. Üretimimiz 3 milyar kutuya yaklaştı. Şu anda 11 biyoteknolojik ilaç tesisimiz üretimde bulunuyor. Tıbbi cihaz ihracatımız ise 47 milyon dolardan 1,3 milyar dolara yükseldi.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Kacır, COVID-19 salgını döneminde yaşanan zorluklara da değinerek, tüm dünyanın yoğun bakım solunum cihazı arayışında olduğu dönemde, Bakanlığın teknoloji geliştirme altyapısını hizmete sunduğunu, BAYKAR, Arçelik ve ASELSAN’ın destekleriyle BİOSYS’in geliştirdiği yerli solunum cihazını 14 günde seri olarak ürettiklerini anlattı.
Bakan Kacır, 2022’de ilan edilen “Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Haritası” ile salgın, yaşlanan nüfus ve artan kronik hastalıkların sağlık sektörüne etkilerini incelediklerini kaydetti.
Türkiye’nin stratejik hedefleri doğrultusunda gerçekleştirilecek kritik politika ve projeleri belirlediklerini ifade eden Kacır, şu bilgileri paylaştı:
“Geçtiğimiz yıl sağlık endüstrisinde 175 yatırıma teşvik belgesi düzenleyerek 30 milyar liranın üzerinde yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 3 bin 262 nitelikli istihdam oluşturduk. Yeni destek ve teşvik mekanizmaları da adım adım devreye alınıyor. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak amacıyla hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında, Biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihazlar ve yenilikçi eşdeğer ilaçlara kadar büyüklüğü 13 milyar lirayı aşan 26 yatırımı destekliyoruz. HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı çerçevesinde de sağlık endüstrisinde geniş bir yelpazeye yaygın biyoteknolojik ilaçlar ve yenilikçi sağlık teknolojilerinin gelişimi için yeni yatırımlar hedefliyoruz.”
Kacır, sağlık teknolojilerinde yenilikçi cihaz ve hizmetlerin fikir aşamasından ürüne dönüşmesinin yoğun mühendislik, tasarım ve deney aşamalarından geçtiğini ifade etti.
TÜBİTAK aracılığıyla yürütülen ve desteklenen projelerle sağlık alanında birçok yenilikçi ürün geliştirdiklerini belirten Kacır, son 22 yılda yalnızca TÜBİTAK burs ve destek programları üzerinden sağlık alanında 10 bin projeye ve 17 binden fazla bilim insanına 50 milyar liranın üzerinde destek verdiklerini söyledi.
Bakan Kacır, TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü’nün açıldığını ve AR-GE merkezleri ile teknoparkların sağlık alanındaki projelerin somut ürünlere dönüşmesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Bugüne kadar 70 AR-GE merkezi ve teknopark bünyesinde 1400’ün üzerinde teknoloji girişiminin 3 bin 500’den fazla araştırma projesine destek sağladığını belirten Kacır, “Sağlık alanında nitelikli insan kaynağımız ve güçlü teknoloji ekosistemimiz ile gelecek dönemde küresel ölçekte yeni başarı hikayeleri yazacağız.” dedi.
Kacır, “Üreten Sağlık” modeli ile kamu, sanayi ve üniversiteleri bir araya getirdiklerini belirterek, bu programla yerli üretim kapasitesini artırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedeflediklerini söyledi.
Bakan Kacır, söz konusu programa dair şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve TÜBİTAK arasındaki işbirliğini güçlendirmek, aşı, tıbbi cihaz ve biyoteknolojik ürünlerdeki yetkinliklerimizi ortak kullanım esasına dayalı olarak değerlendirmeyi sağlamak önemli olacak. Ayrıca, TÜBİTAK bünyesinde oluşturduğumuz kabiliyet havuzunu sağlık ekosisteminin tüm paydaşlarının erişimine açarak, bilimsel bilgi ve teknolojik yetkinlikleri bir araya getireceğiz. Böylece kaynaklarımızı daha verimli kullanarak sağlık teknolojilerinde yüksek katma değerli ürünler geliştirmek için önemli bir ivme kazanmayı amaçlıyoruz.”
Türkiye’nin sağlık alanında henüz “Turcorn” çıkaramadığını belirten Kacır, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Burada atacaklarımız adımlarla sağlıkta da Turcornların doğuşuna katkıda bulunacağımıza inanıyorum. Aşı ve ilaç tedarikinde uzun vadeli planlama, kamu alım garantileri, temel ve klinik araştırmaların Türkiye’de gerçekleştirilmesi ve desteklenmesi ciddi öneme sahip. Üniversiteler, hastaneler ve AR-GE merkezleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesi ve TÜBİTAK ile TÜSEB arasında yüksek koordinasyon sağlanması gerekiyor.”
İndirimli Satışlarda Tüketici Hakları Güvence Altında!
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.