DOLAR

35,5594$% 0.16

EURO

36,5618% -0.36

STERLİN

43,2938£% -0.53

GRAM ALTIN

3.083,03%-0,33

ÇEYREK ALTIN

5.018,00%-0,10

BİTCOİN

3721857฿%4.88588

İmsak Vakti a 02:00
Ankara PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Veri Koruma Günü’nde Yapay Zeka ve Mahremiyet!

Bartın Üniversitesi, 28 Ocak Veri Koruma Günü etkinliğinde “Veri Korumanın 44. Yılı: Mahremiyet Perspektifinden Yapay Zeka Çağı” başlıklı bir panel düzenledi. Panelde konuşan Tunç, 1981 yılında imzalanan Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülkeler arasında Türkiye’nin bulunduğunu ifade etti.

Tunç, sözleşmenin Türkiye’nin iç hukukuna uyarlanmasının 2000’li yıllara sarktığını belirterek, Anayasa’daki 2010 değişikliğinin hak arama yollarını artıran önemli reformlar arasında yer aldığını dile getirdi. Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun kuruluşunun da bu kapsamda gerçekleştirilen önemli adımlardan biri olduğunu vurguladı.

“Ateşkese varılmış olması bize umut verdi”

Tunç, mahremiyet ve özel hayatın gizliliğinin insan hakları açısından kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulamaya devam etti. Önemli bir insan hakkı olan yaşam hakkının, öncelikli olarak korunması gerektiğinin altını çizdi. 7 Ekim 2023’te Gazze’deki olaylarla bağlantılı olarak 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini ve bu sayının yüzde 80’inin çocuklar ve kadınlardan oluştuğunu belirtti. Tunç, bu soykırımın Unsurlarının orada ihlal edildiğini kaydetti ve ateşkese varılmasının umut verici olduğunu ifade etti.

Tunç, Türkiye Cumhuriyeti olarak, Cumhurbaşkanı’nın liderliğinde oradaki mağdurlarla her zaman dayanışma içinde olduklarını, uluslararası mekanizmalar nezdinde de soykırım suçunu işleyenlerin yargılanması için çabalarını sürdürdüklerini söyledi.

“Baas rejiminden kaçanları koruduk”

Suriye’de yaşanan insan hakları ihlallerine de değinen Tunç, bu bağlamda yaşam hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Baas rejiminin baskısından kaçan insanlara ensar olduklarını vurgularken, Türkiye’nin o çocuklar ve kadınların hayatta kalmalarını sağladığını ifade etti. Temel insan haklarının korunması için uluslararası platformlarda mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

Tunç, içinde bulunulan yüzyılın teknolojik dönüşüm açısından önemli bir dönem olduğuna dikkat çekerek, iletişim araçlarının gelişmesiyle dünyanın küresel bir köy haline geldiğini belirtti. Küçük bir adımın global ölçekte hemen yankı bulabildiğini dile getirdi.

Dijital çağ ve yapay zeka teknolojilerinin hızla geliştiğini de sözlerine ekleyen Tunç, Türkiye’nin bu dönüşüme kayıtsız kalmayarak Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni hayata geçirdiğini aktardı.

“Yapay zekanın riskleri göz ardı edilmemeli”

Yapay zeka teknolojilerinin sunduğu fırsatların yanı sıra taşıdığı risklere dikkat çeken Tunç, bu teknolojinin yaygınlaşmasının kişisel verilerin güvenliğini sağlama sorumluluğunu artırdığını söyledi. Denetimsiz bir yapay zekanın, bireylerin en mahrem verilerine müdahale edebileceğini ifade eden Tunç, bu durumun yanlış kullanımlara yol açabileceğini belirtti.

Kişisel verilerin korunmasının sadece hukuki bir mesele değil, aynı zamanda insan hak ve onurunun korunması ile ilgili bir mesele olduğuna işaret eden Tunç, yapay zekanın insanlık hizmetinde olması gerektiğin ifade etti.

Tunç, TBMM’de 2 Ekim 2024 tarihinde alınan kararla yapay zeka kullanımına ilişkin bir araştırma komisyonu kurulduğunu hatırlatarak, bu alandaki hukuki altyapının oluşturulmasının önemine değindi. Ayrıca, Bakanlık bünyesinde ‘Yapay Zeka Bilim Komisyonu’ kurarak bu alandaki çalışmaların hızlanacağını belirtti.

“Yapay zeka, verilerin güvenli kullanımıyla mümkündür”

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, veri koruma kavramının bireylerin mahremiyetinin korunmasına dayanması gerektiğini iletti.

Mahremiyetin, bireyin varlığını anlamlandırma sürecinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Bilir, uluslararası işbirliğinin sürdürülebilmesi için bağlayıcı hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. 108 sayılı sözleşmenin veri koruma alanındaki önemi ve Türkiye’nin bu sözleşmeye taraf olmasının gerekliliğini de belirtti.

Günümüzde kişisel verilerin işlenmesinin kaçınılmaz bir gerçek olduğuna dikkat çeken Bilir, kişisel verilerin hukuka uygun bir şekilde işlenmesini sağlamayı hedeflediklerini açıkladı.

Bilir, yapay zekanın insan hayatını kolaylaştırma potansiyelinin, verilerin etkin ve güvenli kullanımına bağlı olduğuna da değindi. İnsanı merkeze almayan ve insana hizmet etmeyen gelişmelerin kıymetli olamayacağını vurguladı. Bu nedenle, bireylerin verileri üzerinde kontrol sahibi olduğu şeffaf ve hesap verilebilir yapay zeka sistemlerinin oluşturulmasının önem taşıdığını ifade etti.

Etkili mahremiyet temelli yaklaşımların standart haline getirilmesinin gerektiğini belirten Bilir, Kurumlarının veri korumanın etkili bir hak arama yolu olarak varlığını sürdüreceğini sözlerine ekledi.

YORUMLAR

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Sıradaki haber:

Emine Erdoğan’dan Devlet Himayesindeki Çocuklara Destek

HIZLI YORUM YAP